İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | dive in f. | direkt dalmak | ||
Pat stripped off his clothes and dived in. Pat, elbiselerini çıkardı ve direkt daldı. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | dive in f. | dalmak | ||
They dove in one after the other. Birbiri ardına daldılar. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | dive in f. | balıklama dalmak | ||
Öbek Fiiller | dive in f. | hemen başlamak | ||
Öbek Fiiller | dive in f. | hevesle başlamak/üstlenmek | ||
Öbek Fiiller | dive in f. | korkusuzca girişmek | ||
Öbek Fiiller | dive in f. | korkusuzca dalmak | ||
Öbek Fiiller | dive in f. | hızlı bir giriş yapmak | ||
Öbek Fiiller | dive in f. | bir şeyin içine dalmak | ||
Öbek Fiiller | dive in f. | hevesle başlamak/girişmek | ||
Öbek Fiiller | dive in f. | balıklama atlamak/dalmak | ||
Öbek Fiiller | dive in f. | yemeğe girişmek/gömülmek | ||
Öbek Fiiller | dive in f. | iştahla yemeye başlamak |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Idioms | ||
Deyim | dive in with both feet f. | bir işe balıklama dalmak |
Deyim | dive in with both feet f. | dört elle sarılmak |